Berna Erkun "Kır Manzaraları"

Hugin & Munin Sanat Galerisi; bahar mevsimine sanatçı Berna Erkün’ün pandemi sürecinde doğayı merkeze koyduğu kağıt üzeri desenleri ve tuval üzeri akrilik boya eserlerinden oluşan solo sergisi ‘Kır Manzaraları’ ile karşılıyor. 

17 Mart – 30 Nisan 2022 tarihleri arasında gezilebilecek olan sergide, çeşitli etkinlikler de sanat severlerle buluşacak.

Toplumsal belleği güçlendirmeye yardımcı olacak, iletişim gücü tüm dillerin üzerinde olan sanat ve bilginin paylaşılacağı bir platform olma hedefiyle yola çıkan Hugin & Munin Sanat Galerisi, sanatçının kişisel yolculuğuna şahitlik ediyor.

Sergi; sanatçının kişisel yolculuğunda dönüm noktası olan zamanları, pandemi sürecinde yaşanan deneyimleri ve özlemleri doğa üzerinden yorumladığı eserlerinden oluşuyor.

Küratörlüğünü Şanel Şan Sevinç’in üstlendiği sergide Berna Erkün’ün; doğanın iç dengesi, yer yer bilinmezliği, sakinliği ve yine yer yer coşkusu ile kendi ruhunu birleştirdiği tuval üzeri akrilik boya eserleri yer alıyor.

Eserlerin nerede başladığı ve nerede bittiği belli olmadığını dile getiren küratör Şanel Şan Sevinç sergi ile ilgili yaptığı açıklamada “Berna’nın eserlerinde tam ne yaptığını anlamanın verdiği güvenini yaşarken bir anda yolumu kaybedip tekrar bulmaya ve tüm resmi görmeye çalışıyorum. Sınırı belli olmayan kompozisyonlar, cesur fırça darbeleri, belirsiz izler peşinde yüzeyde savrulurken, bir anda derine de çekilebiliyorsunuz. Bu haliyle her bir eser bana doğa karşısında ne denli güçsüz ve aciz olduğumuzu hatırlatıyor. Her şey planlı ama bir o kadar da dağınık” dedi.

Beyin ile ruh arasındaki denge...

Geçmiş dönem ustalarının doğa çözümlerini sıklıkla inceleyen sanatçı Berna Erkün, eserlerinde dönemin duygusunu bugünün kaosu ile birleştirip bambaşka evrenler yaratıyor.

Sergide hem desenleri hem de boya eserleri ile yer alan sanatçı Erkün sergiyle ilgili yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Pandemi öncesi geçirdiğim zorlu bir kişisel dönem sonunda ‘Kırsal Manzara’ serisi yapmaya başladım.  Daha önceden de doğanın iklim değişiklikleri, kuraklık ve çeşitli yok oluşlar nedenleriyle ilgili çizimler, skeçler yapıyordum. En ince uçla nasıl çizerim diye başladığım bu seri en dolaysız işlerim oldu. Son serim olan tual eserlere hızlı bir tempo ile başladım diyebilirim. Bu hız içinde bulunduğumuz çağ ile yaşam ile ilişkili. İşlerimdeki teknik durumlarla uğraşırken beyin ile ruh arasındaki dengeyi yakalamaya da çalışıyorum. İşlerin nasıl yapıldığı, nasıl süreçlerden geçtiği işin kendi kadar önemli bence. Malzeme ile hesaplaşma diye bir durum var işin içinde. Bu süreç başladı mı olgunlaşma devam ediyor demektir. Sergi açmayı bir sonuç olarak değil bir kesit olarak görüyorum. Çalkantılı günler yaşandığı için kendi adıma işin üretildiği yerin aurası da önemli geliyor.”