BROADWAY GENÇLİĞİ

Hugin ve Munin artık genç vokal yeteneklere kapılarını açıyor! 27 Ağustos akşamı 19:00'da, Kuzguncuk'taki galerimizin bahçesinde gerçekleşecek bu özel etkinlikte, opera sanatçısı Seren Akyoldaş'ın yetiştirdiği şan öğrencilerinden Asya Bayındır, İda Bellibaş ve Melis Vanlı, piyanist Onur Avdan eşliğinde bir buçuk saatlik mizansenli bir müzik şöleni sunacak. Broadway klasiklerine doğru çıkılacak bu keyifli ve düşündürücü yolculukta efsane oyuncuların müzik tarihine damgasını vurmuş şarkı sözleri yeniden ses bulup “insana dair pek çok şey” anlatacak.

ÖNEMLİ NOT: Dışarıdan katılımın sınırlı tutulacağı bu özel etkinlik için bilet edinmek istiyorsanız erken davranmanızı 

öneririz.

Sihirli ve renkli bir masal belki LA LA LAND, sonunda muradına eremeyen kahramanlarıyla… “Audition Song” ‘ahmak gibi görünen hayalperestlere’ kadeh kaldırıyor.

Mısırlı polis bandosu İsrail’e turneye gider ve yanlış bir otobüse binen ekip, çölün ortasında küçücük bir kasabada bir gece geçirmek zorunda kalır. Bu gecede yaşananları anlatır THE BAND’S VISIT. Broadway’deBarbra Streisand ile FUNNY GIRL’de oynadı diye Mısır vatandaşlığını kaybetme raddesine gelen ödüllü oyuncu Omar Sharif’e yıllar sonra yaşadığı buhran bu müzikalde unutturulmaya çalışılıyor: İsrailli cafe sahibi Dina karakteri bando şefi Tewfiq’e çocukluk hatıralarını anlatırken Omar Sharif’e selam ediyor.

Meşhuriyet çağında yaşadığımız aşikâr. Meşhuriyet çağında “öteki” olmaya yer yok. “Popular”da yeşil ten rengi dolayısıyla hep ötekileştirilmiş Elpaba’ya, Glinda çağa ayak uydurma 101 dersi veriyor. Ölümsüzlüğün peşinde koşmak için ter döken sanatçı adaylarının iç dünyasını yansıtan FAME’de hırs ve ümit iç içe.

NEXT TO NORMAL’dan “Everything Else”te paranoyak bir annenin kızı piyanosu ile yıllarca lâl olan dilini çözmeye çalışır. JEKYLL AND HYDE’da hasta babasının akıl hastalığını insan kişiliğindeki ‘iyi’yi ‘kötü’den ayırarak iyileştirmeye çalışırken, yetenekli doktor Jekyll, yanlışlıkla Bay Hyde adında ‘saf kötü’ bir alter ego yaratır…

LEGALLY BLONDE’dan “Ireland”da geçmişte ihanete uğramış bir kuaför, kıskançlık krizi eşiğinde Harvard’lı genç sarışın avukat müşterisini bir yanıltıdan kurtarıyor. WICKED’dan “For Good” arkadaşlığa, kardeşliğe dem vuruyor. Üç kardeşin aile ilişkilerinden yola çıkarak, CHORUS LINE’dan “At the Ballet”de insana ait ‘birçok şey’e sesletirilir: Kin, nefret, sevgi…

Ve elbette aşk…

GREASE’ten “Hoplessly Devoted to You”da yaşadığı yaz aşkıyla Sandy, beyni ve kalbi arasında sıkışır…CAN-CAN müzikalinden bir Cole Porter klasiği olan “I Love Paris”te ise âşıklar şehri diye anılan Paris’te aşkın dört mevsimi resmedilir. Rock’n roll kraliçesi Tina Turner’ın hayatını konu alan THE TINA TURNER MUSICAL’dan “River Deep Mountain High” ile aşkta sadakate gönderme yapılır.

“It’s Only A Paper Moon” (THE GREAT MAGOO) ve “China Doll” (MARGUERITE) içlerinde bulundukları müzikallerin gişede başarısız olmuş olmalarına rağmen popüler olmayı başarmış iki parça. “Over the Rainbow”un da bestecisi olan Harold Arlen’in bir başka şahikası “It’s Only A Paper Moon”, aşkı betimleyen pozitif melodileri arasında geçicilik, ölümlülük kavramlarını gizler. “China Doll”da da metaforik bir biçimde bilinmezlik, sonluluk ve kader kavramları sorgulanır…