top of page

24 Nis Cmt

|

Youtube sohbetleri

ÖZGURLUK ESİTLİK KARDEŞLİK ÜÇLEMESİ - HUGINveMUNİN ve SORU 2 GRUBU

HuginveMunin Paylaşım Platformumuzda, Salim Zaimoğlu Koordinatörlüğünde felsefe sohbetlerine Soru2 Felsefe Grubu’nun yeni dizgesi ile devam ediyoruz...

Biletler satışta değil
Diğer etkinlikleri gör
ÖZGURLUK ESİTLİK KARDEŞLİK ÜÇLEMESİ - HUGINveMUNİN ve SORU 2 GRUBU
ÖZGURLUK ESİTLİK KARDEŞLİK ÜÇLEMESİ - HUGINveMUNİN ve SORU 2 GRUBU

Saat ve Yer

24 Nis 2021 10:00

Youtube sohbetleri

Etkinlik Hakkında

HuginveMunin Paylaşım Platformumuzda, Salim Zaimoğlu Koordinatörlüğünde felsefe sohbetlerine Soru2 Felsefe Grubu’nun yeni dizgesi ile devam ediyoruz...  

Toplum içinde birey olarak insanı irdelediğimizde, insanın toplum ölçeğinde edindiği düşüncelerle, fikir ve kanaatlerle evrene baktığını görürüz. Eğitim yanlışlıklarının, toplumsal koşullanmaların, boş inançların ve ideolojik hegemonyanın panoptikona hapsettiği bir varoluşun belli belirsiz bir algısıdır bu. İnsan evreni sosyal gözü ile görür. Bu göz ve görme biçimi, görsel, yazılı ve sözlü her türlü iletişim aracı kullanılarak yönlendirilir. Üretmeye çalıştığımız sunular üçlemesinde; özgürlük, eşitlik ve kardeşlik kavramları önemli bir görsel iletişim aracı olan sinema filmleri bağlamında ele alınarak irdelendi. 

Güttüğümüz üç simgesel amaç vardı; *Daha önce izlenmiş olduğunu düşündüğümüz kült filmler üzerinden bize verilen ve bizim tarafımızdan alınan mesajları, farklı “görme biçim”leriyle yeniden değerlendirmek. Çünkü; özgürleşebilmenin önkoşulu, egemen üst yapıkurumlarına ait olan ve bireye dikte edilen, gerçekliğikendinden menkul kavramları sorgulamaktır.  

* Farklı mekan ve zaman dilimlerinde gerçekleşen olgu ve  olayları, zaman ve mekandan hem bağımlı hem de  bağımsız olarak incelemek. Çünkü; özgürlük, zamanın sonsuzluğu içinde -  kuvvetle muhtemel kendisinin göremeyeceği-  aydınlık bir gelecek için sentezler üretebilmek, çağını  ve çağının ötesini tasarımlamak anlamında, zamanın  kölesi değil efendisi olabilmektir.  

*“Olan” ile “Olması gereken” arasındaki farkı ortaya koyabilmek, yaşam klavuzu olarak kavrayıp benimsediğimiz kavramların yaşamdaki izdüşümlerinin izini sürebilmek. Çünkü; yaşamımıza yön veren, bütünleyen ve süsleyen kavram ve söylemler, günlük yaşama içselleştirilip somut olarak eyleme döküldüğünde, insan olmaya dair niteliksel bir sıçrama olanaklı hale gelebilir.  

Konunun yıllar önceki ilk fikir babası Tolga Kürkçüoğlu, tasarım ve söylemi eyleme dönüştüren Reşat Erünsal–ki sadece bununla yetinmeyip, her sunuya emek verdiler- ve emek veren diğer dostlara kadar, bu ortak çalışma, herkesin yüreğinde ve zihninde, “Birimiz hepimiz, hepimiz, birimiz için...” söylemini, somutlaştırdı. Bizleri coşturdu. “Yüz çiçek açsın, bin fikir yarışsın.” dileği, bu sayede ete, cana büründü, gerçek oldu. İş bölümü değil, iş birliği yaptık. İş bölümü olmadığı için, önemli veya önemsiz iş de, önemli veya önemsiz konu da, kişi de olmadı. Herkes yeteneği kadar verdi, herkes ihtiyacı kadar aldı.  

Bu çalışmada, özgürlük, eşitlik ve kardeşliği içselleştirmemizi olanaklı kılan şey, çağımız sistemine özgü “üretimin toplumsal, paylaşımın bireysel olması” temel çelişkisinin aşılması ve ortadan kaldırılmasıdır. Bu üçlemenin üretim ve paylaşımında imlediğimiz amaç, izlediğimiz ilke ve kullandığımız yöntem; verili olandan, dikte edilenden, egemen paradigmalardan bağımsız bir “olma sürecine” işaret etmektedir. Gül reçelinin tadını, gül reçeli tarifinden alamazsınız. Gül reçelini yemelisiniz, son çözümlemede ise aslolan gül reçeli olma sürecidir. Biz, bu süreci deneyimledik. 

 “Çay var içersen...” de eşitliği “Ben var seversen...” de kardeşliği “Yol var gidersen...” de özgürlüğü bulduk. Güven, umut ve sevecenlikle, “Başka bir dünya mümkün.” söylemini somutlaştıran dostlara sevgi ve saygılarımızı sunuyoruz.

Bu Etkinliği Paylaş

bottom of page